SAMSU Valisi Dr Zülkif Dağlı başta olmak üzere süratli bir şekilde KYK öğrencilerinin yemek sorununu çözen yerel ve genel yetkililere öğrenci ve veliler adına teşekkür ediyorum. Daha önceki şikayetler ilgililere ulaşmamış olacak ki konuya biz el atınca anında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı KYK Genel Müdürü işletmelerden sorumlu Daire Başkanın da aralarında olduğu heyet Samsun’a geldi.
Öğrencilerle birlikte yemek yedi, sorunları kaynağında gördü, ilgililerden bilgi aldı. Yazdığım gibi kusurlu görülen yurt müdürü görevden alındı, hijyen kurallarına uymayan, nicelik ve nitelik olarak yetersiz yemek üreten, korunduğu, güçlü olduğu iddia edilen işletmecinin ihalesi feshedildi.
SAMSUN OMÜ KYK’da yemekhane işletmecilerinin malzemeden çalması, yetersiz personelle hizmet vermesi, sadece öğrencileri değil; aynı zamanda öğrencilerin yemek katkı paylarını yükselten Cumhurbaşkanı/Akparti Gen Bşk Erdoğan’ı da mağdur ediyor.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’ndan yurt müdürüne, teftiş ve denetim elemanlarına kadar herkesin sorumlu olduğu ihmal zinciri araştırılıp incelenmeli, bozuk, zayıf halka zincirden çıkarılmalıdır, işletmecinin iş sözleşmesi feshedilirken, yolsuzluğa göz yumanlar da görevlerinden uzaklaştırılmalıdır. Çünkü en sağlam zincirin gücü en zayıf halkasının gücü kadardır.
Samsun’da KYK yurt ve yemekhane/kantinlerini denetlemekle görevlilerin, işletmecilerle birlikte hareket etmesi, görevlerini yapmaması sonucu devlet yeterli kaynak aktardığı halde aç gözlü işletmeciler, ucuz düşük kaliteli yemek verirken, yetersiz; az sayıda personelle verilen hizmet sonucu yemekler soğuyor, hijyen kuralları ihlal ediliyor. Yönetim ve denetim elemanlarının ihmali soncu OMÜ KYK yurtlarında Türkiye’nin geleceği, geleceğin Türkiye’si; öğrenciler zehirlendi.
Yukarda eğik (italik) yazımda belirttiğim gibi; basın kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesidir. Cumhuriyetin temel unsurlarından Yasama, Yürütme, Yargıdan sonra gelen 4. Güçtür. Basın susarsa feryatlar duyulmaz; gözyaşları içe akıtılır, sorunlar duyulmaz ve çözülmez.
BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMASI ÇOK GEÇ VE YETERSİZ!
TC Devleti’nin seçkin Üniversitelerinden Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, kısa bir süre önceki Ülkü Ocakları Gen Bşk Sinan Ateş hain bir pusuyla katlediliyor, yapılması gereken olayın şiddet ve nefretle kınamaktır.
Açıklama yapması gerekenler krize fırsata çevirerek zamanında açıklama yapmazsa, onların yerine başkaları açıklama yapar; nalına da mıhına da vurur.
Olaylarla ilişkisi olan herkesin kanun önüne çıkarılarak yargılanmasına katkı sağlamak gerekirken, 10 gün sonra yapılan ve sanıklarla ilişkili kişilerin korunacağı iması soruşturmaya gölge düşürecek düşürecektir.
Mersin’den İstanbul’a, Ankara’ya kadar uzanan olaylar zincirini MHP ile ilişkilendiren sadece yurt dışından veya içinden yayın yapan FETÖ bağlantılı yayın organları değil; bizzat olaylara katılan veya azmettiren yahut da yardım ve yataklık edenlerdir. ‘Ağaca balta vurmuşlar, sapı bendendir’ demesi gerekirken kusuru demirde aramak; bodrumda kaybolanı aydınlık diye sokakta aramaktır ki kaybolan kaybolduğu yerde aranırsa bulunur.
Hz Ali ‘Devletin dini adalettir’ derken, Nizamülmülk ‘İnançsız yaşanır, anacak adaletsiz yaşanmaz’ diyor. Adalet haklının hakkının, haksızın cezasının verilmesidir. Ülkü bayrağının dalgalanmasını istiyorsak, önce yaşama ve yaşatma hakkının teminatı adalet bayrağını dalgalandırmalıyız.